Yonlendir

22 Mart 2016 Salı

İletişim Sektöründe Staj Yapacak Öğrencilere 9 Tugceliyorum Tavsiyesi

  Merhabalar :)
 
  Uzun zamandır buluşamıyoruz, buna üzülürken sizden gelen ''Yeni yazı yok mu?'' soruları beni nasıl mutlu etti anlatamam. Öncelikle bunun için teşekkür ederim. Blogu çok özledim ve söz veriyorum artık yoğun bir dönemden geçtiğim bu günlerde daha az ihmal edeceğim. :)
    Peki sizin şu an içinde bulunduğunuz durumun düşünceliliğinin mahsunluğunun güzelliğine ne demeli?  Hangi durumdan mı bahsediyorum? Staj kurumu arayışına girdiğiniz bu günlerdeki durumunuzdan.
    Gördüğüme göre staj kurumu araştırmalarına başlamışsınız ve kafanızdaki deli sorular da durur mu beraberinde belirmiş. Nur topu gibi bir sendromunuz olmuş, hayırlı olsun.
 Sendrom diyorum ama bu biraz sizin pencerenizden. Hatırlıyorum, öyle bir kaygıydı ki herkes tatil yaparken çalışacak, üzerine de para alamayacaktık. Kayseriliyim ya bizi bozan şeyler... Sonunda aldım da namı kurtardım o ayrı. :)
    Naylon staj yapmayı bile düşünmüştüm. ''Ben daha ne biliyorum da ne katacağım koca şirkete?'' düşünceleri de cabası…Ama başladığımda anladım ki kaygılanacak bir şey yokmuş ve iyi ki iyi ki normal staj yapmışım. Anlatacağım nedenini nasılını dur...
     Ama önce gelin kafamdaki deli soruları nasıl cevapladım, hangi yanlışları yaptım, hepsini sıralamaya çalışayım. Ben yandım eller yanmasın deyu oturdum bunları yazıyorum velhasıl.

     Hadi ufaktan başlasak mı artık?


 1) İlk olarak...Staj kurumu araştırmaları beyninizi yakmasın..



     Staj yaptığınız yer değil, üç yıl boyunca kendinize ne kattığınız önemli olan. Evet klişe ama bir klişe olması doğruluğunu değiştirmiyor değil mi?  Yana yana ''İstanbul’dan başka yerde staj yaparsam halim n’olur?'' diye kara kara düşünmeyin. Zira ben ''Stajını ne yap ne et İstanbul'da yap!'' ikazlarına inanmayanlardanım.
    Ya ama Ayşe stajını A Ajans'ta ayarlamış, Ali B Ajans'ta ayarlamış... Bikbikbikbik...
     Bulunduğunuz şehirlerde de Halkla İlişkiler, Reklam, Sosyal Medya, Gazetecilik, Televizyon gibi sektörler var. Sen geliştirmezsen, ben geliştirmezsem nasıl çıkacak bu iletişim sektörü aydınlığa? Soruyorum o güzel dimağından bu memleketler de istifade etmesin mi? Etsin bir zahmet. Bizi yalnızca ve yalnızca ''çalışmak'' kurtaracak.
     Şimdi sen de haklısın diyeceksinki; ''CV'mde çok hoş durmaz mı İstabul'dan bir staj kurumu?'' Durur tabiiki ama içini ne kadar doldurabildiğine bakıldığından ilk günden ortaya çıkar durumlar. Ama sen daha küçük bir yerde büyük fark yaratırsan bu da son derece cezbeder CV'ni, demem o... Karar senin.
     Hadi diyelim kurum bulmasıydı, seçmesiydi derken akla karayı seçtin ve sonunda ilk aşama tamam...
     Başladın staja.
     İlk gün...
     Elinde staj defteri...
     Kendini koca şirket, plaza, ofis her neyse orada minik bir böcek gibi hissediyorsun.
     Yahu herkes harıl harıl çalışıyor, ne faydam dokunur ki şimdi buraya?
     Hay Allah bilmediğim bir sürü kelime havada uçuşuyor.
     Reklam kampanyası hazırlıyorlar şurada... ''O öyle olmaz, reklam yazıya boğulmaz.'' de diyor şeytan diyemiyorsun da...
     ''Hoff bi' Instagram'a gireyim bakayım kankiler n'apıyor?''
      ''Stajda ilk gün keyfiiiii'' pozunun masabaşında işyeri sahibi gibi verileni makbuldür. Vay Ayşe'nin keyfi yerinde görünüyor.
       İlk günden gün saymaya başladımcı bedler kuşağında da Ali var...
       Bunlar stajyer'in fransızca bir kelime olduğunu ve anlamının kölelik olduğunu her fırsatta söyleyen pesimist bireylerdir... Mutsuz bir şekilde çekilmiş selfieleri günbegün paylaşılır...